Sakarya Meydan Muharebesi'nin Türk Zaferi ile Sona Erişi


Bugün,Sakarya Meydan Muharebesi'nin Türk Zaferi İle Sona Erişinin Yıl Dönümüdür.

Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı'ndaki Atatürk tarafından çok büyük ve kanlı savaş anlamına gelen Melhame-i Kübra ifadesi ile anılan muharebedir.

Arkaplan
Sakarya Meydan Muharebesi, Anadolu Türk tarihinin en önemli savaşlarından biridir. Yunan General Papulas tarafından Yunan ordularına Ankara'ya harekat emri verilmişti. Savaşı Yunan tarafı kazanırsa TBMM, Sevr Antlaşması'nı kabul etmek durumunda kalacaktı. Öte yandan yirmi dört tümen Rus askeri Kafkaslarda bu savaşın sonucunu beklemekteydi. Savaşı Türklerin kaybetmesi halinde Sevr hızlı bir şekilde uygulamaya geçirilecekti.

Gelişimi

TBMM Ordusu, Kütahya-Eskişehir Muharebelerindeki hezimetinden sonra cephe kritik bir duruma düşmüştü. Cepheye gelerek durumu yerinde gören TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa ile İcra Vekilleri Heyeti Reisi Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya Nehri'nin doğusu'na çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verdiler.

Mustafa Kemal Paşa, "Hatt-ı müdaafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Böylece Yunan kuvvetleri de karargâhlarından uzaklaşıp bölünmüş olacaktı.

TBMM, 3 Ağustos 1922'de Genelkurmay Başkanı Mirliva İsmet Paşa'yı azlederek, aynı zamanda Başvekil ve Milli Müdafaa Vekili de olan Fevzi Paşa'yı bu makama da atandı.

22 Temmuz 1921'de Sakarya Nehri Doğusu'na çekilmeye başlayan TBMM ordusu, güneyden kuzeye 5'nci Süvari Kolordusu (Çal Dağı güneyinde), 12 nci, l nci, 2 nci, 3 ncü, 4 ncü Gruplar ve Mürettep Kolordu l nci hatta olacak şekilde tertiplendi.

14 Ağustos'ta ileri harekata geçen Yunan ordusu ise, 23 Ağustos'tan itibaren 3'ncü Kolordusu ile Sakarya Nehri doğusundaki TBMM Kuvvetlerini tespit, l'nci Kolordusu ile Haymana istikametinde, 2 nci Kolordusu ile Mangal Dağı güneydoğusunda kuşatıcı taarruza başladı. Fakat bu taarruzlarında başarısız oldular.

Kuşatma taarruzunda başarı sağlayamayan Yunan kuvvetleri, siklet merkezini ortaya kaydırarak savunma mevzilerini Haymana istikametinde yarmak istedi. 6 Eylül'e kadar süren yarma teşebbüsünde de başarılı olamayınca, bulunduğu hatlarda kalarak savunmaya karar verdi. Ancak TBMM ordusu'nun 10 Eylül'de başlattığı genel karşı taarruzla buna da mani olundu. Bu durumda Yunan ordusu için geri çekilmekten başka hal tarzı kalmıyordu. 13 Eylül'e kadar Sakarya Nehri'nin doğusunda tek Yunan askeri kalmadı. Sakarya'dan çekilen Yunan ordusu, Eskişehir-Afyon'un doğusu hattına kadar çekilerek, bu bölgede savunma için tertiplenmeye başladı.

Çekilen Yunan Ordusunu takip amacıyla harekata 13 Eylül 1921 itibariyle süvari tümenleri ve bazı piyade tümenleri ile devam edildi. Yine 13 Eylül 1921' de Grup Komutanlıkları lağvedilerek Batı Cephesine Bağlı 1.,2.,3.,4.,5.Kolordular ve Kolordu Seviyesinde Kocaeli Grup Komutanlıkları kuruldu. Savaş, 22 gün ve gece sürmüş, 100 km uzunluğunda bir alanda cereyan etmiştir. Yunanlılar Ankara'nın 50 km kadar yakınından geri çekilmişlerdir.

Muharebe sonrası
TBMM ordusu bu savaşta çok subay kaybetti. Ölü sayısı 5.700, yaralı 17.700, tutsak 415 idi. 9 Alay komutanı öldü. Yaralılar, Ankara'da hastaneler yetmeyince Çankırı'ya yaya olarak gönderildi. Yunan ordusunun kaybı daha da ağır idi. Subay ve er 15.000 ölü verdiler. Yaralı sayısı 25.000 kadardı. Yaklaşık olarak ordularının üçte birini kaybettiler.

Mustafa Kemal Atatürk ünlü "Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır." sözünü bu savaşa atfen TBMM'de söylemiştir.

Savaşın ardından Albay Fahrettin Altay, Albay Kazım Fikri Özalp, Albay Mehmet Selahattin Adil ve Albay Mehmet Rüştü Sakarya, Mirliva (Tuğgeneral)liğe terfi etmişlerdir. Mustafa Kemal'e ise TBMM tarafından mareşallik rütbesi ve gazi ünvanı verilmiştir.

Sakarya Savaşı,Türk Tarihi'nde bir dönüm noktasıdır.

Sakarya Savaşı'nın kazanılmasıyla,Türk Milleti'nin genel savaşın kazanılacağına olan inancı yerine gelmiştir. İstanbul'da,tüm camilerde Sakarya Şehitlerine mevlütler okunmuştur. O ana kadar, Ankara'ya mesafeli duran İstanbul Basını'nda dahi bir sevinç duygusu oluşmuştur.Uluslararası toplumun (özellikle İngiltere'nin) TBMM güçlerine bakışı değişmiş ve Yunanistan, arkasındaki İngiltere desteğini kaybetmiştir.