Yavuz Çetin (Altın Çocuk) (1970 - 2001),. 1970 yılında Samsun'da doğan Yavuz Çetin, gazeteci olan babasının işi nedeniyle Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde çocukluğunu geçirir. Müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlayan Yavuz Çetin, ilk enstrümanı curayla on yaşında tanışır müzik aletlerine olan ilgisi curadan sonra bağlama öğrenmeye başlamasıyla devam eder.
Bir süre sadece müzik dinler ve bu süre zarfında elektro-gitar sesine hayran kalır. İlk olarak 1985 yılında akustik gitar ile tanışır ve ardından elektro gitarla çalışmalarına devam eder. On yedi yaşında profesyonel müzik yaşamına geçişiyle birlikte, İstanbul'da ve Türkiye'nin güney bölgelerinde çalışarak hayatını sürdürür. Öğrenimini, hayatının akışını şekillendiren o çok sevdiği müzik üzerine yapar. Ortaöğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. Lisedeki okul arkadaşı olan Ercan Saatçi ile yaptıkları I Will Cry adlı şarkı ile Hey dergisinin yarışmasını kazanır. Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü'ne girer. Üniversite hayati boyunca da Elektro Gitarını elinden hiç bırakmaz. Çalıştığı grup Labirent ile katıldığı Yıldız Üniversitesi müzik yarışmasından bir çok ödül alarak çıkarlar. Üniversiteyi çalışmalarından dolayı bitiremez. 1990 yılında İstanbul'da müzisyen dostları Batu Mutlugil (duman grubunun gitaristi olan Batuhan Mutlugil'in babası) ve Zafer Şanlı ile cover grubu olarak tanınan Blue Blues Band'i kurar. 1970 yılların Rock ve Blues parçalarının ağırlıkta olduğu çalışmaları sürdüren Blue Blues Band grubunda elektro gitar calip vokal yapar.
Yaşamı boyunca 1960'lı ve 70 yılların Rock Blues müziklerinden etkilenir. Daha sonraları yaptığı beste ve söz çalışmalarına Rock ve Blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimi Hendrix'i ve dünyaya mal olmuş blues şarkılarını da yorumlamaktan her zaman büyük bir keyif alır. 1990'lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışmasıyla birlikte stüdyo müzisyenliğine baslar. Fuat Guner'in stüdyosunda sürdürdüğü çalışmalarında televizyon ve radyolar için reklam müziklerini gitarıyla seslendirir. Birçok sanatçının albüm kayıtlarına da gitarıyla imzasını atar. Gitarıyla eslik ettiği albümler arasında, Zelin Bir Küçük Aşk, Kıraç'ın Deli Düş ve Bir Garip Aşk Bestesi, Soner Arıca'nın Ayrılık, Turgut Berkes'in albümündeki Miranda ve Mindos isimli şarkıları ve Göksel'in Sabır adli şarkısı en bilinenleridir. Goksel'in şarkısındaki Talkbox performansının Türkiye'de bir ilk olması, ona Talkbox kullanan ilk gitarist sıfatını kazandırır. 1996 yılının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya baslar. Grupla turnelere gider ve katıldığı tüm konserlere gitarıyla eslik eder. Bir yandan bar müzisyenliğine devam eder. 1997 yılında Ercan Saatçi prodüktörlüğünde ilk albümü için çalışmalara baslar.
İlk adlı albümünü Stop Müzik'ten çıkarır. Albümünde yer alan, Erkeğin Olmak istiyorum, ayrıca Sinan Çetin'in yönettiği Propaganda filminde kullanılan, Erkan Oğur'un perdesiz gitar performansının da yer aldığı Dünya isimli enstrümantal şarkisi en bilinenleridir. MFO ile konserlerde çalmaya ve Yavuz Çetin Group isimli grubuyla bar performansını devam ettiği sure içerisinde, ikinci albüm çalışmalarına da baslar. 1999 yıllarının sonlarında TMC Film Müzik ile anlaşır. Ve ikinci albümü "Satılık" için stüdyoya girer. Sözü, müziği ve düzenlemeleri kendisine ait bir çalışmaya son kez imza atar. Mart 1999 tarihine çıkması planlanan albüm için tüm çalışmaları bitirir. Ama ne yazık ki yaptığı bu son çalışmanın müzikseverlerle buluştuğunu göremeden, 15 Ağustos 2001 tarihinde hayata veda eder. Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak yaşamına son veren Türkiye'nin ilk blues gitaristi Yavuz Çetin, Karacaahmet Camii'nde düzenlenen törenden sonra Anadoluhisarı'ndaki Yeni Mahalle Mezarlığı'nda toprağa verilir.
31 yaşındaki gitaristin cenaze töreninde ailesinden yalnızca üvey annesi Sevinç Çetin vardı. Babası Gazeteci Erdal Çetin, oğlunun olum haberiyle yıkıldığı için törene katılamadı. 1998'da boşandığı eşi Didem Çetin ve yedi yaşındaki oğlu Yavuzcan'ın da bulunmadığı törende, cami avlusu, gitaristin ailesi yerine koyduğu yakın dostlarıyla doldu taştı. Annesine kavuşamadı Yavuz Çetin, babasının vasiyeti üzerine 1982 yılında ölen annesinin Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezarının üzerine gömülecekti. Ancak annesinin mezarını bilen tek kişi babası Erdal Çetin'di. Baba Çetin, cenazeye katılamayınca mezar bulunamadı ve genç gitarist, Anadoluhisarı'ndaki Yeni Mahalle Mezarlığı'na defnedildi. Gazeteci Erdal Çetin'in oğlu Yavuz Çetin, 1996'da eşi Didem Çetin'den ayrılan ve bu ayrılıktan sonra hayatini bir daha düzene sokamamıştı. 7 yaşında Yavuz can adında oğlu bulunan Yavuz Çetin, Kadıköy'deki Shaft Blues Rock Bar'da sahneye çıkıyordu. Gece sahne çalışmalarını sürdürürken, gündüzleri de DMC'den çıkartılacak ve "Satılık" adını vermeyi düşündüğü ikinci albümünün stüdyo çalışmalarını yürütüyordu. Yoğun depresyon teşhisi konulduğu için bir haftadır hastanede tedavi gören Yavuz Çetin, hafta başında iyileştiği gerekçesiyle taburcu edildi.
Tedavisi sona erdikten sonra bir arkadaşına, En iyi ilaç müzik dedi ve önceki gün, hastalığı suresince bir an olsun yanından ayrılmayan kız arkadaşı Mine Erkaya ile birlikte son albümünün çalışmaları için stüdyoya girdi. Bir ara fenalaştı. Hemen çalışmayı bırakıp psikologuna gittiler. Psikologu da, Çetin'e iyi olduğunu söyleyerek bazı ilaçlar vermekle yetindi. Kız arkadaşı Mine Erkaya da paylaşıyordu bu kanaati. Öğleden sonra ayrıldıklarında, Yavuz Çetin'in gayet normal olduğunu söylüyordu. Haberi barda aldılar. Yavuz Çetin, sahne aldığı Shaft Blues Rock Bar'a 23.00'e gelecekti. Gelmeyince, tonmaister Mine Erkaya ve Yavuz Çetin Group'un elemanları telaşa kapıldı. Telaşlanmakta hiç de haksız olmadıklarını çok geçmeden anladılar.
Yavuz Çetin, saat 19.00 sıralarında, Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak yaşamına son vermişti. Yavuz Çetin'in, 1977 model Peugeot marka otomobili, Boğaziçi Köprüsü üzerinde, Ortaköy ayağına yakın bir noktada bulundu. 34 KBP 09 plakalı otomobilde, Yavuz Çetin'in ruhsatı, ehliyeti, 500 dolar ve 190 milyon lira, çeşitli ilaçlar ve 7 tane anahtar bulundu. Yavuz Çetin'in cesedi Adli Tip Kurumu Morgu'na kaldırılırken, ölümü tüm müzisyen arkadaşlarını ve ailesini yasa boğdu.