Musa Anter


Yazar ve şair.
Yazar ve şair.

Mardin'e bağlı Nusaybin'in Eskimağara köyünde doğdu. İlkokulu Mardin, orta ve liseyi Adana'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Türkiye'nin ilk kadın muhtarı olan annesi Fesla Hanım'a göre doğum tarihi 1917'ydi. 1944'te Abdurrahim Rahmi Zapsu'nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu'nun halası olan Saint George Avusturya Lisesi mezunu Ayşe Hanım ile evliliğinden 1945'te büyük oğlu Anter Anter, 1948'de kızı Rahşan Anter, 1950'de de küçük oğlu Dicle Anter dünyaya geldi.

İlk gözaltı öğrencilik yıllarında Dersim isyanı sırasında olur. Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'a sövdüğü için 45 gün gözaltında kalır. Anter Ağa'nın oğlu olduğu için Mustafa Kemal tarafından affedilir.

1959 yılında 49'lar ve Devrimci Doğu Kültür Ocakları davalarındna yargılandı. 27 Mayıs darbesi yapıldığında gözaltındaydı. 1959 ve 1970'lerde Devrimci Doğu Kültür Ocakları'na katılımı nedeniyle ve 12 Eylül'de de Kürtçülük propagandası yapmaktan tutuklandı. Tüm yaşamı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı. 20 Eylül 1992'de kimligi belirsiz şahıs ya da şahıslarca öldürüldü. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Anter'in kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürdüğünü söylemektedir. Mezarı, Nusaybin'e bağlı Akarsu köyündedir.

İstanbul'da yaşadığı sırada, İstanbul'da Kürt öğrenciler perişan olduğunu düşünür. Anter "Dicle Talebe Yurdu"nu açma girişimi içinde bulunur. Yurdun başkanı Remzi Bucak olacaktır. Bir tüzük yazarlar ve çalışmalara başlarlar. İlkler belirlenir ve herkes bayrak ve silah üzerine yemin eder. Beyaz, kırmızı, yeşil ve kırmızının üzerinde sarı güneş şekli olan bir bayrak da eksik olmaz bu yemin töreninde. Beyaz barışı, kırmızı kan ve ihtilali, yeşil Kürt coğrafyasının bereketini imgeler. Örgütün adı ise "Kürtleri Kurtarma Cemiyeti" olur. Örgüt tamam ama yayın organı eksiktir ve onu da "Dicle Kaynağı" olarak oluştururlar.

Halkın Emek Partisi'nin kurucu üyesidir ve aynı zamanda merkezi İstanbul'da olan Kürt Enstitüsü'nün de başkanlığını yapmıştır.

Bir çeşit otobiyografi olan 2 ciltlik hatıralarım adlı eseri için kendisi aşağıdaki yorumu yapmıştır: "Denilebilir ki Musa sen kim, bu anılarında geçen zatlar kim! Amma bence bu soru yerinde değildir. Çok kere fakir bir adam bir define bulur veya loto-toto'dan para kazanır ve aniden zengin olur. İşte ben de Zıvıng'ın mağaralarından aleme çıkınca o fakir gibi tesadüfen ve de şans mahsülü değerli şahsiyetlerle tanıştım. İşte bu anılarım, bulduğum bu definelerin mahsülüdür."