KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİ:
Mahmut Atalay'ın doğduğu yer olan Cemilbey (Çorak) köyü web sitesinde yayınlanan kendi ağzından yaşam öyküsü şu şekildedir:
"Ben Mahmut Atalay, 1934 yılında Çorum merkez ilçeye bağlı Cemilbey Nahiyesi'nde (ÇORAK KÖYÜ) dünyaya geldim.
Her köy çocuğu gibi ben de Karakucak Güreşiyle güreşe başladım. Asker olduktan sonra harp okulunda Güreş antremanlarına başlayarak yavaş yavaş sesimi duyurmaya başladım. 1959 yılında Türkiye şampiyonu olduktan sonra Milli Takıma girdim. 1959 yılında Beyrut'taki Akdeniz Olimpiyatları'na katıldım. İlk şampiyonluğum burada Akdeniz Olimpiyatları'nda oldu. 1961 senesinde Tokyo'da yapılan dünya şampiyonasında 4. oldum. 1962 senesinde İstanbul'da yapılan Balkan Şampiyonası'nda şampiyon oldum. 1963 senesinde Bulgaristan Sofya'da yapılan Dünya Şampiyonası'nda 3. oldum. Yine aynı sene İtalya Napoli'de Akdeniz Olimpiyatları şampiyonu oldum. 1964 senesinde Tokyo'daki olimpiyatlarda üçüncü oldum. 1965 senesinde İngiltere'de Manchester'de 2. oldum. Yine 1965 yılında Bulgaristan Yanbolu'da Balkan şampiyonu oldum. 1966 senesinde Almanya Kalsruhe'de yenilmeden Avrupa ikincisi oldum. Aynı sene Amerika'da Ohaio Eyaleti Toledo şehrinde Dünya şampiyonu oldum. 1967 senesinde Hindistan Yeni Delhi'de Dünya şampiyonasında Dünya dördüncüsü oldum. Yine aynı sene İstanbul'da yapılan Avrupa Şampiyonasında yenilmeden ikinci oldum. 1968 senesinde Meksika'da Meksico City'de Olimpiyat Şampiyonu oldum.
150'nin üzerinde milli maç yaptım. 15 defa Türkiye Şampiyonu oldum. 1968 senesinden sonra faal güreş hayatımı noktaladım. Daha sonraki yıllarda teknik direktörlük Federasyon Asbaşkanlığı ve bir süre vekaleten federasyon başkanlığı yaptım. Milli takım sorumlusu olarak 16 yıl antrenörlük yaptım.
İlk güreş antrenörüm Çorum Bölgesinden Adil Candemir idi. Milli Takıma girdikten sonra rahmetli Yaşar Doğu oldu. Antrenörlüğüne doyamadığım hocalarımdan biridir. Daha sonra Celal Atik, Nasuh Akar ve Halit Balamir antrönörlüklerimi yapmıştır. Harp okulunda çalışırken Binbaşı Şeref Tunca kondisyon çalışmalarında en büyük katkısı olan hocalarımdan birisidir. Onun sayesinde Harp Okulu talebeleriyle beraber çalıştım (asker olmama rağmen) ve harpokulu öğrencileriyle aynı başarıyı gösterdiğim için zamanın Harp Okulu Komutanı Halil Güney Paşa'dan takdir plaketi aldım.
Şimdiki güreşçi kardeşlerime tavsiyem; sporun disiplinine uygun olarak çalıştıkları ve Şampiyon olacaklarına inandıkları anda başarılı olacakları kesindir