Bülent TARCAN


Doktor ve Bestekar
Doktor ve Bestekar

“Türk Besleri”nden sonra, bestecilik alaninda dalgalar halinde gelen yeni kusaklarin sürdürdügü gelisimde Bülent Tarcan’in önemli bir rolü vardir. O, “Besler” ile sonraki kusaklara uzanan bir köprü islevini bilinçle yerine getiren gerçek bir Türk aydinidir. Verimini bir “beyin cerrahi” olarak hem tip alaninda, hem bestecilikte gerçeklestirmistir.


Askeri doktor olan babasinin Anadolu’da çesitli kentlerde görev almasindan dolayi, Tarcan’in çocuklugu yurt renkleriyle bezeli bir ortamda geçmistir.
Müzik yetenegini çocuklugunda belli eden Tarcan, 9 yasinda Karl Berger’den dersler alarak keman çalmaya baslamistir. Bu egitimin getirdigi asil önemli nokta, 1932 yilinda, onun Istanbul Belediye Konservatuari’nin kompozisyon bölümüne girerek, Cemal Resit Rey’in ögrencisi olmasidir. Birkaç yil sonra Adnan Saygun’la tanisan genç bestecimiz, onun müzikal kavrayisindan da etkilenmistir. 1939 yilinda Tip Fakültesini bitiren Tarcan, 1950 yilinda Londra Hastanesi’nde beyin cerrahisi alaninda uzmanlik ögrenimini tamamlamis, 1960 yilinda profesör olmustur. Ancak tip bilimindeki kariyerini, müzik çalismalariyla birlikte sürdürmüstür. Bu dönemde besteciligin yani sira, 1939’dan 1953 yilina dek Kadiköy Halkevi’nde orkestra sefligi yapmis, kemanci ve viyolaci olarak Istanbul’da Konservatuar Orkestrasi ile, Radyo Senfoni Orkestrasi’nda görev almistir.1954 yilinda Yapi Kredi Bankasi’nin açtigi kompozisyon yarismasinda Arthur Honegger’in karariyla birincilik ödülünü almis, yazdigi bu “Bale Suiti”nin ilk iki bölümü, 1956 yilinda Francesco Mander yönetimindeki Plazzo Pitti Orkestrasi tarafindan yorumlanmis, yapitin tamamini kapsayan “Dünya Prömiyeri” ise 1957’de Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi’nca gerçeklestirilmistir. 1960 yilinda yazdigi “Orkestra Suiti” ise, önce Istanbul Konservatuari Orkestrasi, 1965 yilinda Lessing yönetimindeki Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasi tarafindan seslendirilmistir.
Bülent Tarcan’in 1935’te baslayan bestecilik serüveni, üç evreye ayrilabilir. Ilk evre “Arayis” dönemi sayilabilir. 1942’de büyük orkestra için yazdigi “Masallar” baslikli yapitla, ikinci evrenin tirmanisi baslar. Tarcan, 1960 yili dolaylarina degin yazdigi orkestra yapitlariyla bu ikinci dönemde yükselisini sürdürmüstür. 1967’de yazilan üçüncü suit ve onu izleyen yapitlar, bestecinin “Olgunluk Dönemi”nin verimleri arasindadir. “Stil” açisindan bakildiginda, 1970’ten sonra yeni–klasikçi yaklasimini asan bir yaraticiliga yöneldigi görülür.
1984 yilinda tip fakültesindeki profesörlük görevinden emekliye ayrilan Tarcan, Istanbul Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuari’nda kompozisyon profesörlügü yapmaya baslamistir.
Bülent Tarcan’in yapitlarinin haklari ailesine aittir. Degerli bir piyanistimiz olan kizi Hülya Tarcan’dan genis bilgi edinilebilir.
Bülent Tarcan’in baslica eserleri sunlardir:

BALE, SAN VE ORKESTRA ESERLERI



1)“Sakarya”, soprano, koro ve orkestra için kantat, 1983.
2)“Ölümsüz Mimar Sinan”, bariton solo, anlatici ve orkestra, 1986
3)“Hançerli Hanim”, bale için, 1965.
4)“Deli Dumrul”, bale iç